Merhaba!

Merhaba,

Aslında yazmalarım çok öncelere dayanıyor ancak yaptığım iş değişti ben değiştim. İlgi alanlarım netleşti. Bilgi edindiğim kaynaklar değişti. Önceleri sadece deneyimlerimle öğrendiğim şeylerin bilimsel dayanaklarını keşfediyorum. Bu keşif yazmamı, öğretmemi ve uygulayama geçişi kolaylaştırıyor.

Değişmek istediğim yönde geliştim ve bundan sonra yazacaklarımı kaynakları ve dayanakları ile birlikte ulaştırmak istiyorum sizlere...

33 yaşındayım. Yani bu yazıyı yazarken bu yaştayım. Yepyeni bir mesleği icra etmek için akademik eğitim hayatına yeniden girdim tam 1,5 yıl önce. Değişimin mümkün olduğunu bilsem ve kendime bunu öğretmeye yönelik bir kariyer planı çizmiş olsam da, bu akademik eğitimin ulaştığı nokta beni bile şaşırttı. Tabii olumlu anlamda.

30 yaşıma geldiğimde, ben de bir çok insan gibi ne yapmak istediğimi sorguladım. Sahip olduğum ama takmaktan memnun olmadığım bileziklerle mi geçirecektim hayatımı yoksa kendime, her daim kolumda olduğu için kendimi mutlu hissedeceğim bir bilezik mi alacaktım. Birincisini uyguluyor olmak genç yaşıma rağmen çok zordu inanın. Sevmediğim, tesadüf eseri edindiğim bir işi yapıyor olmanın, bereketi de yoktu. Gelen, geldiği gibi gidiyor bana da herhangi bir faydası olmuyordu. Dahası mutsuzdum. Yaptığım şey her ne ise, bana vermediği gibi benden alıyordu. Ne zamana kadar alırdı? Ne zaman biterdi benden alacakları hayatın? Peki her şey bittiğinde ne olurdu? Olacaktı?

Kararımı verdim ve lise yıllarımdan kalma meslek tercihimi nihayet 32 yaşımda hayata geçirdim. Psikoloji okumaya ve kalan hayatımı bu uğurda harcamaya hazırdım. Çünkü bu mesleği çok seviyor, çok saygı duyuyor ve icra ederken gerçek anlamda kendimi buluyordum.

Bugün, Klinik Psikoloji Yüksek Lisan programında derslerimin her birini vermiş ve tez yazmaya hak kazanmış biri olarak attığım bu adım için kendimi kutluyorum.

Tez konum kadınlar, öz değer ve ilişki doyumu üzere. Bu yazı hem tezim için çalışarak, hem dinlenip ne yapacağıma karar vererek, hem danışanlarıma uygulayacağım terapi yöntemlerini öğrenerek, hem de danışanlarımla gelişerek geçiyor.

Yani hem dinlenme dolu hem de keyifli bir hareket.

Bu bloğu yazmaktaki amacım ise, siz okurlar tarafından daha iyi tanınmak ve bilgilerimi paylaşmak. Çünkü bu yola giriş amacım öncelikle, öğrendiğim, kendimde uyguladığım, işe yarayan ve hayatı müthiş eğlenceli hale getiren her şeyi paylaşmak. Çoğalmak. Kollarımı uzattığımda hem daha çok insana dokunmak.

Hoş geldiniz.

Uzun aradan sonra bir yazı yazmak bana çok iyi geldi.

Blogda, psikoloji alanında öğrendiğim ve yazıya döküp anlatabileceğim şeyler, katıldığım eğitimler, edindiğim deneyimler, kendi yapacağım danışmanlıklar, eğitim ve workshoplar, okuduğum kitaplar ve izlediğim filmler, sizlerin de yönlendirmesi ile daha bir çok şey olacak.

Bir yaşam alanı düşünüyorum. İçinde insana iyi gele her şeyin olduğu, yargının olmadığı, gülümsemenin ve mutluluğun olduğu, hırsın ve dedikodunun olmadığı bir yaşam alanı. Sanırım bu blog sayfası bu yaşam alanının ilk ayağı olacak.

Yazmaya ve paylaşmaya devam öyleyse…

Dahasına niyet ediyor ve soru ve yorumlarınızı bekliyorum.